7 Ağustos 2010 Cumartesi

KAZAKISTANDA YABANCI DAMAT - KAZAK DÜĞÜNÜ

Zonguldak Çaycumada doğ, Antalyada büyü,oku,mühendis ol, sonra gel Kazakistana Almatyde çalışırken Özkemenli Kazak bir kızla tanış,evlen, düğünüde git Özkemende yap.....

Tipik bir Türk yabancı dağmat vakası.Tek fark işlemlerden ve işten dolayı nikah düğün organizasyonunun çok hızlı olmuş olması.Bu nedenle de damat tarafının ailesi gelemedi, onların yerine aile büyüğü olarak iş yerinden yaşça ve boyca büyük olan kişi(Ben oluyorum) ve 2 yakın arkadaşı götürüldü.

Bu vesileyle daha öncede katıldıgım Kazak düğününü başından sonuna ilk defa dahil olup bunu belgelemekte gönüllü olarak bana düştü.

Düğün 29 Temmuz 2010 gecesi Kazakistanın Özkemen Vilayetinde oldu.
Kısaca özetleyeyim.

Gelini Evden Alma Ritüeli
Kızı evden almaya damat tarafı gidiyor.Once kısa bir yemek yeniyor arkasından kızı evden çıkarmak için izin isteniyor.




















Kız tarafı degişik sorularla damadı sınıyor, bilemediği sorular olursa karşılıgında temsilen para veriyor.En sonunda kızın bulundugu odaya kadar geliniyor, kapı açılıyor gelin görünüyor ama gelinin 2 yanında ailenin yaşca büyük 2 akrabası kızı vermek için damat tarafının büyüğünden temsili para isteniyor.Oda veriliyor.
Ve kız damada teslim ediliyor




























1941 Savaş Anıtı Ziyareti

Sovyetler birliğinden dağılan ülkelerin tamamında Gelinle Damat evlenmeden önce mutlaka aksamki kutlamadan önce kendi ilindeki anıtı ziyaret edip fotograf çektiriyor.Anladığım kadarıyla şu manaya geliyor.1941 de ölenlere yeni aile kurmadan önce saygı gösteriliyor ve mesaj veriliyor.Siz 1941 de ölmeseydiniz biz bugun evlenemezdik.Bir anlamda da sizleri unutmadık mesajı.
Fotograflar çekildikten sonrada Şampanya içilip ailenin başlaması ile renkli geçecek gece kutlanıyor.




















Benim anlam veremediğim anıtın etrafından geçenler ve arkadaşları sürekli “Gorka, Gorka” diye bagırıyorlar.Her Gorkadan sonra damadın gelini öpmesi gelenekmiş.Geleneklere her zaman saygı duymak lazım ama Gorkanın anlamı “acı” demek oldugunu öğrendikten sonra şaşırıyor insan.Anlam olarakta “acı başlasın, tatlı devam etsin” imiş.Gelenektir ne yapalım.....,Hala anlam veremesemde saygı duyuyorum.

Akşam Kutlama ve Eğlenme Merasimi


Anıt ziyareti sonrası Akşam 18.00 de Ertiş Nehri kıyısına sabitlenmiş, Nehir teknesinden restoranta çevrilmiş olan kutlama mekanındayız.Girişte Gelinle Damat coşkuyla ve alkışlarla içeriye alınıyor.
Daha sonra bulunduğumuz coğrafyaya özgü her düğün kutlamasında elinde mikrofon olan ve düşün eglencesini yönetmekle, güzel sözler soyleyip Gelini Dagmadı ve ailelerini yücelten konuşmalar yapıp, yeri geldiginde şarkılar söyleyen, düğüne katılan kişileri coşturan kişiye “Tamada” denir.Buradaki tamada bir bayan.
Restorant girişinde damada geleneklerine göre küçük bir oyun oynanıyor.



















Düğünde yine geleneklere gore yerleri daha önceden özel hazırlanmış masaya Gelinle Damat oturuyor. Ve düğün başlıyor.
















Düğünden önce “Gelinin düğüne katılan ne kadar akrabası arkadaşı varsa sizinle kadeh kaldıracak ve içecekler” diye uyarmışlardı!!!!Sonuçta o şekilde oldu ama Damat tarafı olaraktan hiçbir taşkınlık veya laubaliliğe girmeden efendi efendi düğünü bitirdik.Herşey olması gerektiği gibi oldu.Damat tarafı olarak bizede Kazaklar tarafından en değerli hediye olarak adlandırılan Kazak kostumu hediye edildi.
















Damat tarafı için Düğün günü sonrası Koyun Başı Ziyafeti

Ertesi gün, Gelinin yakın akrabası olan ve bir gece öncesinde düğünede katılmış olan bir aile, Damat tarafını ve Damadı yemege alırmış.Ve bu davetler kızın tüm akrabaları tamamlanıncaya kadar hergün baska bir akrabada olmak üzere devam edermiş.Bizim ertesi gün saat 16.00 da gidecegimizden sadece 1 yemeğe katılabilecektik.
Yemekte koyun Kellesi, At etinden yapılmış meşhur Kazak yemegi “beş parmak”, kımız, Kaymak, değişik reçeller, Kafkas salatası,Siyah çay ama sütlü ve bunun gibi yoresel yemekler vardı.

Bizi yemeğe Gelinin abisi çağırdı.Evi Ertiş nehri kıyısında ormanlık bir arazinin içinde yapılmış olan bir tatil evi idi.Bu coğrafyadaki ismi “Daça” .

Bu yemek tam bir merasim yemeği.Yemeğin kendi içinde ritüeli var.Kurulu sofraya bağdaş kurup oturuyorsunuz.
Damat tarafının büyüğüne(ben oluyorum) haşlanmış koyun kafası uzatılıyor bıçakla beraber.Damat büyüğü koyunun kafası üzerinden 1 parca deriyi kesip yiyor.Daha sonra sırayla damadın diğer yakınlarınada aynı şekilde koyun kafasından birer parça almaları için ikram ediliyor.


















Damat tarafının en küçüğüne koyunun kulağı kesilip veriliyor,anlamıda “”sen küçüksün daima dinlemesini bil”

İlk adım seramoniden sonra koyunun kafası bitinceye kadar kafa sofrada masa uzerinde dönüyor.
Kafa seramonisi ailenin günün anlam ve önemine dair gitar ve 2 telli saz eşliğinde söyledikleri şarkılarıyla devam ediyor.
















Yediğimiz koyun kafası ve at etinden beş parmak çok lezzetliydi.Katılan herkeste iz bıraktı.