26 Ekim 2010 Salı

GAZETELER NE ZAMAN ÇOK OKUNUR..................

Okuduğum gazetelerde, akılda kalan, iz bırakan, bana katkıda bulunan haberleri, bilgileri, gazetenin hafta sonu eklerinde buluyorum.

Neden?

Gazete eklerinde çalışanlar genelde daha genç, hırslı, yükselmek isteyen ama aldıkları düşük maaş nedeniyle gerçek hayatın içinde(yeni tabirle "sokakta") yaşamak zorunda olanlardır.
”Sokakta” yaşayan ama Gazetede çalışmak zorunda olanların algısı (radarları,antenleri) açık olmak zorundadır, eğer farklı ve herkesin bakıpta göremediği birşeyler çıkarmazsa maaş artmayacak, işten çıkarılma tehlikesiyle sokakta yaşamaya devam edecek.
Sokak hem kurtuluşu hemde çaresizliğidir.
Bu nedenle en yeni akımlar, en populer konular, düşük maaş alan,“sokağın” içinde yaşayanların ortaya koyduğu performanstan çıkıyor.O haber ve bilgileri, refah durumu yükseltilmiş, sokaktan kopmuş Gazeteci (istisnalar var tabi) zor görür.
Okuduklarımdan hissettiğim budur.
.
Sabah yazılan bir haberin akşam doğru olmadığı, bugün okuduğunuz bilginin 1 hafta sonra uydurma olduğu veya köşe yazılarını okuduğunuz yazarın siyasi görüşünün nasıl olupta 1 ay içinde 180 derece değiştiğini ve aynı yazarın 6 ay sonra tekrar başladığı yere döndüğünü hayretler içinde izliyoruz.
Peki neden böyle bir yazarı okuyorum diye kendimize sorduğumuzda karşımıza aynı cevap çıkıyor ”arasıra bazı konular hakkında çok enterasan ve içten yazıyor”
Ne zaman yazmış bu yazıları? Cumartesi Pazar.

Tüm haftayı, Patronu, Siyasiler ve okuyucular arasında dengeleri tutturmak için kasılan, bu uğurda kendinden, karakterinden ödün vererek yazan yazar, hafta sonu özüne döner.
Cumartesi Pazar kendisi gibi olur, yazıları zorlamaz, samimi olur.
.
Özellikle Pazar eklerinde, toplumda farklılıklarıyla öne çıkan kişilerle yapılan röportajlar, yeni açılan yerler,eski ama yeniden populer olan mahalleler, sokaklar, farklı ülkeler,doğa ve seyehat ile ilgili bilgiler, hemen her gazetenin ekinde mevcut.Ne kadar farklı gazete okunursa okadar farklı bilgi elde ediliyor 2 günde.


Günlük gazete hayal edelim; sanki hafta sonu gazetesi gibi çıksın ekleriyle beraber, çalışanların tamamı iyi ücret alsalar bile sözleşmelerinden dolayı “sokakta” yaşamak zorunda olsunlar.Köşe yazarları aşağıda saydığım belirttiğim çok okunan yazar özelliklerine sahip olsun.Gazete hazırlayan ekipler part time çalışsın, Pztesi ,Salı 1. ekip Çarşamba ortak 1. Ve 2. ekip , Perşembe, Cuma 2. ekip, ve Cmtesi Pazarı 1. Ve 2. ekip ortak hazırlasın.

Neden 2 ayrı ekip çünkü gazete çıkarmak yorucu bir iş, memurluk gibi bir şey değil, o nedenle haftada 2 gün mutlaka tatil olmasına inanıyorum ki insanlar kendilerini yenileyebilsin, çok yorulmasın, yaratıcı olmaları için daha fazla gezip görmeleri ,daha fazla insanlarla içiçe olmaları gerekiyor.
1 köşe yazarının haftada max 4 yazı yazması gerekir, fazlasını yazdığı zaman ya saçmalıyor, yada kalitesi düşüyor.
Bu sayede de yeni köşe yazarlarına fırsat yaratılır.

Diger soru: Hangi gazete yazarları daha çok takip ediliyor? Neden?

3 tip yazarın yazdıkları sıklıkla sosyal sitelerde paylaşılıyor.

Genel yayın yönetmeni olmadan önce ki yazılarını sıklıkla takip ettiğim bir yazar, neden en çok okunan yazarlar arasındasınız sorusuna “ben sadece gözümle gördüğüm, elimle dokunabildiğim şeyleri yazarım” demişti.Sanırım çok okunabilmenin en önemli sebebi bu olsa gerek.Ne kadar çok “sokakta” olursan, ne kadar çok yer gezip, görüp bunları samimi bir dille ifade eder ve gerçek yorumlarını katarsan, o kadar çok okunuyorsun.

Bunlara ek olarak hepimizin yaşadığı olaylara “farklı yada ters açıdan bakıp durumun komikliğini çıplak ortaya koyan,zeka dolu” yazarlar okunuyor.

Sonuç olarak; gerçek yaşamı(sokağı) yazanlar,sürekli seyehat edip gördüklerini, yaşadıklarını, seyehat ettiği yerlerdeki farklılıkları yazanlarla, Turkiyedeki haber bombardmanında akılda kalanları toplayıp olayları karikatürüze edip işin özünü çok basit şekilde ifade yazarlar çok okunuyor.

Birde 3. Grup malesef keçiboynuzu tadı veren yazarlar okunuyor.Nasıl ki keçiboynuzu meyvesinin o acımsı tatlı, tadını almak için uzunca süre çiğnemek zorundasınızdır, bu yazarları okumakda aynıdır.10 yazıdan 2 tane iyiyi yakalayacagım diye o 8 yazıyı yüzünüzü buruşturarak mecburen okursunuz.Aynı keçiboynuzu lezzetindedir.